Hışıltı, hava akımının daralmış havayollarından geçerken oluşturduğu türbülan akım sonucu gelişen sestir. Genellikle muayene sırasında steteskop ile duyulur ancak ağır solunum yolu daralmalarında dışarıdan da duyulabilmektedir. Hışıltının çocuk yaş grubunda erişkinlere göre daha fazla duyulması, çocukluk çağında hava yollarının daha dar ve esneyebilme kapasitesinin daha dar olmasından kaynaklanır. Bu zaten dar olan havayolları enfeksiyon gibi havayollarında ödem daralma yapan durumlarda daha belirginleşir ve hava girişi ile hışıltı (ıslık sesi) ortaya çıkar.
Bu hışıltı, basit bir viral enfeksiyon ya da daha ciddi kronik hastalıkların da bir belirtisi olabilir. Ayrıntılı alınan bir öykü, iyi bir fizik muayene ile bazı basit tetkiklerle çoğu zaman hışıltının nedeni hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Öyküde bizim için önemli olan hışıltının başlangıç zamanı, hışıltıyı tetikleyen faktörler (üst solunum yolu enfeksiyonu, beslenme, efor, vb uyaranlar), eşlik eden kusma, kilo alamama, balgamlı veya kuru öksürük, egzema gibi durumların varlığı, anne baba arasında akrabalık, aile-yakın akrabalarında çocuk ölüm öyküsü gibi durumların bulunmasıdır. Bizim için önemli olan bu hışıltı basit bir enfeksiyona bağlı mı ya da astım gibi bir durumun bulgusu olarak ortaya çıktığını göstermektir. Dolayısıyla tedavi ve izlem açısından farklı durumlardır.
Yapılan çalışmalarda erken çocukluk çağında 3 çocuktan birinde, çocukluk çağında ise yaklaşık 2 çocuktan birinde en az bir kez hışıltı atağı olduğu saptanmıştır.
Hışıltı, başlangıç zamanı ve beraberinde olan bazı klinik durumlar ile sınıflandırılmıştır.
Erken başlangıçlı hışıltı; Süt çocukluğu döneminde hışıltısı başlayan ve genel olarak 6 yaşından sonra hışıltı atağı yaşamayan çocuklardır. Hışıltıların çoğu bu gruptandır ve bu hastalarda ailesinde astım veya alerji öyküsü yoktur. Annenin gebeliği sırasında ve sonrasında sigara içmesi, erken doğum, kreş veya gündüz bakımevlerinde yaşaması önemli risk faktörleridir.
Atopik olmayan hışıltı; Bu gruptaki hastalarda 3 yaşından sonra başlayan ve genellikle viral üst solunum yolu enfeksiyonu ile tetiklenen hışıltı atakları mevcuttur. Her atakta solunum yolu enfeksiyonunda akciğer fonksiyonlarında azalma ortaya çıkar. Hayatlarının ileri dönemlerinde yaklaşık %22 oranında astım riski vardır.
Atopik hışıltı / Astım: Bu hastaların büyük bir kısmında 3 yaşından önce başlayan hışıltı atakları vardır. Ailede alerjik hastalık öyküsü vardır, hastada atopik dermatit ve diğer alerjik hastalıklar sıktır. Hastaların izleminde akciğer kapasitesinde azalmalar ortaya çıkar.
Hışıltılı Çocukta Astım Gelişimi Var Mıdır?
Tekrarlayan hışıltısı olan çocuklarda astım gelişimi için bazı risk faktörleri vardır. Hayatın erken dönemlerinde sigara ve hava kirliliğine maruziyet, tekrarlayan enfeksiyonlar, erken dönemde bazı alerjenlere maruz kalmak, anne veya babada alerjik hastalık öyküsü, çocukta atopik dermatit- besin alerjisi varlığı astım için risk faktörleridir.
Herhangi bir neden yoksa hışıltı ataklarının %60’ndan fazlası kaybolur. Bu sebeple her hışıltı astım anlamına gelmez, yakın takip ve tedavi edilmesi gerekir. Ailesel alerjik yatkınlığı olan, 5 yaşından sonra da hışıltı atakları devam eden, kronik öksürük ve nefes darlığı olan efor ile bu şikayeti artan, her üst solunum yolu enfeksiyonu akciğerlerine inen hastalarda astım düşünülmeli, çocuk alerji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Hışıltılı çocuk nasıl tedavi edilmelidir?
Tekrarlayan hışıltısı olan çocuklarda tedaviye başlamadan önce hışıltının olası nedenleri tetkik edilmelidir. Anne veya babada astım öyküsü, çocukta atopik egzemanın veya gıda alerjisinin varlığı, üst solunum yolu enfeksiyonlarının akciğere sık indiği durumlar söz konusu ise tedavi ve yakın takibe alınmalıdır. Sık hışıltı atakları ve/veya saydığımız risk faktörleri bulunan hastalarda genel olarak inhalasyon yolu ile bazı tedaviler başlanmaktadır. Bu hastaların ailesi, çocuğun hastalığının durumu, verilen tedaviler ve dozları, alerjen saptanmışsa korunma yöntemleri ve acil durumda neler yapması gerektiği konusunda ayrıntılı bilgilendirilmelidir.
Tedavide amacımız hastanın şikayetlerinin kontrol altına alınması ve hışıltı ataklarının önlenmesidir. Önemli olan tedavinin ne kadar süre, sıklıkla ve nasıl uygulanacağıdır. Ayrıca hastanın sık enfeksiyonlardan, hava kirliliği ve sigara maruziyetinden kaçınması da bir o kadar önemlidir. Hastalığın alevlenmelerinden korunmak amaçlı her yıl grip aşısı yapılması önerilmektedir.