Ürtiker hem çocuk hem de erişkinlerde sık görülen bir hastalıktır. Ürtiker, deriden kabarık, kızarık, basmakla solan, sınırları belirgin bazen birleşme eğiliminde kaşıntılı döküntülerdir. Her dört kişiden biri hayatı boyunca en az bir kez ürtiker atağı geçirmiştir. Döküntüler aynı yerde bir günden fazla sürmez, kaybolur ve başka bir yerde tekrar çıkar.
Anjioödem ise derinin daha derin katmanlarını tutan, soluk renkli, daha çok dudak göz gibi bölgelerde olan, ağrının da ön planda olduğu şişliktir. Genel olarak ürtikerli hastaların %40-50’nde anjioödem beraberinde gözlenir. Ürtiker 6 haftadan kısa sürüyorsa akut, 6 haftadan uzun sürüyorsa kronik ürtiker olarak adlandırılır.
Akut ürtiker çocukluk çağında sık gözlenir, genelde viral enfeksiyonlar ile karşımıza çıkar. Bebek ve erken çocuklukta besinlere karşı alerjik reaksiyona bağlı gözlenebilir. İlaçlara bağlı alerjik reaksiyonlar ile de ortaya çıkar. Genellikle 2-3 hafta içerisinde kendiliğinden geçer.
Kronik ürtikerde genellikle nedenini ortaya koymak kolay değildir. Hastalarının ancak %25’inde şikayetler dış etkenlere bağlı olarak gelişmektedir. Bu etkenler fiziksel, kontakt ve kolinerjik olarak alt tipleri oluşturmaktadır. Soğuk, su, güneş ışıkları, basınca maruz kalınması ye da egzersiz gibi durumlar ürtikerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bunun dışındaki çoğu vakada neden tam olarak saptanamaz. Bu hastaların bir kısmında oto antikorlar (IgE reseptörüne karşı) saptanabilir.
Ürtikerde Tanı
Ürtiker/anjioödem tanısında ayrıntılı öykü çok önemlidir. Hastaların özellikle şikayeti olmadığı zaman başvurduklarında hastalığın iyi tanımlanması gerekmektedir. Döküntü ne zaman başladı? Eşlik eden kaşıntı, kızarıklık var mıydı? Basmakla soluyor mu? ve lezyonların geçme süresi tanıda çok önemlidir. Ayrıca hasta yakınlarının şüphelendiği tetikleyici durumların (örneğin bazı gıdaların veya ilaçların alımından sonra ya da ateşle ortaya çıkması) varlığı sorgulanmalıdır. Bazen de tanıyı netleştirmek için döküntülerinin fotoğrafını çekmelerini isteyebiliriz. Bu bilgiler tanıda hekim için yol gösterici olacaktır.
Laboratuvar analizleri olası ürtikerin nedenleri araştırmak amacıyla klinik tabloya göre yapılmaktadır.
Rutin uygulamada kan sayımı dışında öyküde alerjik reaksiyonlar düşünülüyorsa deri prik testleri yapılabilir. Kronik ürtikerde otoimmüniteyi göstermek amacıyla otolog serum testi yapılabilir. Dışkıda parazit ve otoimmün hastalıklar (troidit, Sistemik lupus eritematozis, Romatoid artrit) açısından laboratuvar testleri yapılabilir.
Cilt biyopsisi kronik ürtikerli hastalarda önerilmez. Ancak ayırıcı tanı amacıyla yapılabilir. Tanısal testler daha çok fiziksel nedenler ile ortaya çıkan ürtikerler için yapılabilir. Bu testler her duruma özgü olarak tanımlanmıştır.
Anjioödem varlığında altta yatan immun sistemi bozukluklarının varlığı açısından tetkik edilmelidir.
Ürtiker Tedavi
Ürtiker /anjioödem hastalığının çounlukla kendiğilinden geçeceği, ciltte geri dönüşümlü sekel bırakmayacağı ve akut durumlarda ne yapması gerektiği konusunda aileler bilgilendirilmelidir. Ürtikerin nedeni tespit edilebilirse (besin, ilaç vb) ondan kaçınmak tedavinin esasını oluşturmaktadır. Sıcak soğuk kolinerjik ürtiker gibi fiziksel ürtiker tiplerinde tetikleyiciler ve bunların eşik değeri bilidiği zaman korunmak daha kolay olmaktadır.
Antihistaminik ilaçlar ürtikeri ve anjioödem tedavisinde kullanılmaktadır. Antihistaminik ilaçlar histamin’in etkisini bloke ederek kaşıntıyı önler, ürtikerin baskılanmasını sağlar ve tekrarlamasını önler. Kortikosteroidler (kortizon) akut elevlenme dönemlerinde kısa süreli düşük dozlarda kullanılabilir.
Eğer tedavi ile rağmen şikayetler kontrol altına alınamıyorsa alternatif ilaçlara geçilebilir ya da doz artırımı yapabilir. Kronik ürtikeri olan hastalarda çoğu zaman semptomları kontrol etmede başarılı olamayabiliriz. Son yıllarda anti-IgE tedavisi ile iyi sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca kronik ürtikerde kendiliğinden geçme yıllar içinde beklenen bir durumdur, yakından takip edilmelidir.