Astım, akciğerde havayolu iltihabı ile karakterize epizodik bronş daralmasının eşlik ettiği hastalıktır. Hastaların hava yollarında mikrobik olmayan iltihap vardır. İltihabi süreçte hem hava yollarında aşırı duyarlılaşma olurken hem de aşırı hücre birikimi, mukus ve hava yollarını saran kaslarda kasılma meydana gelir. Tüm bu faktörlerin etkisiyle hava yolları daralır. Özellikle geceleri ve sabahın erken saatlerinde olan ve sıklıkla öksürüğün eşlik ettiği nöbetler halinde olan nefes darlığı, hışıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi hastalığın klinik özelliklerindendir.
Astımın alevlenmeleri genellikle kendiliğinden veya tedavi ile geri dönüşlü, değişken bir havayolu daralması ile birliktedir. Astım tanısı olan şikayeti olmayan hastalar da bile havayollarında iltihap bulunmaktadır. Normalde reaksiyon verilmemesi gereken tetikleyicilerle (alerjenler, hava kirliliği, sigara dumanı) karşılaştıklarında hava yollarında aşırı hassasiyet olduğu için öksürük, nefes darlığı gibi semptomlar ortaya çıkar.
Astım çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığıdır. Dünyada 300 milyondan fazla kişiyi etkilediği düşünülmekte olup genel olarak sıklığı giderek artmaktadır. Çocukluk çağında erkeklerde kızlardan daha çok gözlenir ancak adolesan dönemden sonra kadınlarda erkeklerden daha yüksek olur. Hafif astımı ve hışıltısı olan bazı çocuklar tamamen iyileşirken özellikle allerjik duyarlanması, şiddetli astımı ve hışıltısı çocuklarda hastalık yetişkinlikte de devam eder. Erken allerjik duyarlanma sebat eden astım için önemli bir risk faktörüdür ve hayatın ilk yıllarında allerjene maruz kalma önemli bir odak noktası oluşturmaktadır.
Astım tanısını nasıl koyarız?
Astım tanısının temeli iyi alınmış bir öyküye dayanmaktadır. Çoğu hastada tanı hastanın öyküsü, semptomları ve muayene bulguları ile konulur. Diğer yöntemler tanıya yardımcı olarak ve ayırıcı tanıda kullanılırlar.
Öyküde, gece veya sabaha karşı daha sık ortaya çıkan öksürük, göğüste hışıltı sesinin duyulması ya da nefes darlığının oluşması astım tanısı için önemli özelliklerdir. Ayrıca normal kişilerde herhangibir yakınma oluşturmayan pafüm, havakirliliği, sigara dumanı ya da egzersiz gibi uyaranlar ile hastalığın aktif olmadığı dönemlerde dahi şikayetler ortaya çıkmaktadır.
Fizik muayenede; astım semptomları hem zaman içinde değişenlik gösterdiğinden hem de alevlenmelerle seğredebileceğinden fizik inceleme tamamen normal olabilir. Hışıltı en sık saptanan bulgudur ve hemen her zaman havayolu daralmasına işaret eder. Ayrıca hızlı nefes alma, morarma, çarpıntı, konuşmada güçlük gibi bulgular gözlenebilir.
Laboratuvar incelemeleri, tanı konulması yanında hastanın takip sürecinin de objektif parametrelerle yapılmasını sağlamaktadır. Tanıda solunum fonksiyon testi (spirometri), egzersiz ile solunum fonksiyon testi, alerjen duyarlılığının saptanmasında deri testleri kullanılabilir.
Astım tanısında en önemli basamaklardan birisi solunum fonksiyon testleridir (SFT). Deneyimli personel tarafından uygulanan testte, hastadan derin nefes alındıktan sonra hızla cihaza üflemesi istenir, akciğerlerimizden 1.saniyedeki çıkan nefes miktarının (FEV1) >%80 olması beklenir. Astım şiddetine göre bu değerlerde düşüklük gözlemlenebilir. Ancak bazen astımlı hastalarda bu test normal saptanabilir, bu durumda kısa etkili ß2 agonist (salbutamol) verilerek işlem tekrarlanır. Hastanın ilk değerine göre belirli oranda artış görülürse tanı için çok değerli bir bulgudur. Solunum fonksiyon testleri hem astım tanısı konulmasında, şiddetinin belirlenmesinde ve hastanın takibinde çok önemlidir.
Astımlı bir hastanın ilk değerlendirmesinde, daha önce herhangi bir nedenle akciğer görüntülemesi yapılmamış ise akciğer grafisi genellikle önerilir. Bunun dışında astımlı hastalarda akut atakta esnasında ciddi gibi komplikasyon veya enfeksiyon şüphesi dışında akciğer grafisi çekilmesine gerek yoktur. Hafif astımda akciğer grafisi genellikle normaldir. Orta-ağır astımlı olgularda sekel değişiklikler görülebilir
Astım tanısı konduktan sonra tetikleyici bir allerjen varsa ortaya konması için alerjenlerle deri prik testleri yapılır. Pozitif çıkan alerjenler için hastalara korunma yöntemleri hakkında aileye bilgi verilir.
Alerji deri testleri ile astım tanısı konulamaz. Deri testinin pozitif olması durumunda hastalık ortaya çıkmamış olabilir. Bu hastalarda yanlış tanı, gereksiz ilaç kullanımına yol açabilir. Bu sebeple testler alerji ve klinik immünoloji uzmanları tarafından yapılmalıdır.
Çocuklarda Astım İlaçları ve Tedavisi nasıldır?
Çocukluk çağı astımında tedavinin amacı; semptomların kontrolü ve kontrolün devamının sağlanması, atakların önlenmesi, yaşam kalitesinin bozulmasının engellenmesidir. Öncelikle astım hastalığında tamamen düzelmenin olmadığı bilinmelidir. Bu sebeple iyi bir hekim hasta işbirliğ ile gerekli olduğu durumlarda düzenli ilaç kullanımı sağlanmalıdır. Hasta, hastalığı, kullanacağı ilaçlar ve uygun kullanma şekilleri konusunda eğitim almalıdır. Ayrıca alerjenlerden korunma ve akut acil durumnda yapılması gerekenler hakkında da bilgilendirilmelidir.
Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar, şikayetleri kontrol eden yani koruyucu ilaçlar ve şikayetleri gideren yani rahatlatıcı ilaçlar olmak üzere iki gruba ayrılır.
Koruyucu ilaçlar düzenli kullanıldığında hastalığın kontrolünü sağlar, atak sıklığını azaltır veya önler. Bu ilaçlar arasında kortikosteroid (kortizon), lökotrien modifiye ilaç ve diğer ilaç grupları yer alır.
Astımda müzmin bir iltihabi süreç olduğundan bu iltihabı durduran ilaçlar önemlidir. Bu durumda en etkili ilaç kortikosteroidlerdir. Bu grup ilaçların değişik şekillerde kullanılan formları vardır. Bu ilaçlar solunum yolu ile çok düşük dozlarda alınmakta ve sadece akciğerlerimizde etkili olmaktadır. Hekim kontrolünde kullanıldığında önemli yan etkileri bulunmamaktadır.
Astım kontrolünde lökotrienlerin etkisini bloke eden ilaçlarda (montelukast) kullanılabilir. Bunların etkisi nispeten kortizonlu ilaçlara göre daha azdır. Ağızdan günde bir kez alınarak kullanılır.
Kurtarıcı ilaçlar solunum yolu ile alınırlar. Daralmış bronşlarda hava yollarının etrafındaki düz kasları gevşeterek hastanın daha rahat nefes almasını sağlarlar. Salbutamol (ß2 agonist) en sık kullandığımız bronş genişleticilerden birisidir. Etkisi dakikalar içerisinde başlar. Astım ataklarında kısa aralıklarla bir çok kez kullanılabilir. Ayrıca hastaların kendisi de semptomları olduğu zaman kullanabilirler. Bu ilaçlar hastalarda rahatlama yapar ancak hava yollarındaki iltihap üzerine etkisi yoktur.
Uzun etkili olan ß2 agonist ilaçlar (formeterol, salmeterol vb) astım kontrolü için kullanılmaktadır. Uzun etkili olanlar kortizon gibi kontrol edici ilaçlar ile kombine şekilde hastaların kullanımına sunulmuştur. Ancak bu ilaçlar mutlaka alerji ve immünoloji uzmanlarının önerisi alınarak kullanılmalıdır.